31 Aralık 2015 Perşembe

DKBT : SHERLOCK HOLMES - TEHLİKELİ MİRAS KİTABI KISA YORUM ÖN OKUMA VE ALINTILAR





         *** SHERLOCK HOLMES ***




Yepyeni bir blog turla yine karşınızdayız biz Dijital Kraliçeler olarak tur dünyasına bomba gibi girdik turlarımız son sürat devam etmekte ;) Bu hafta ki tur kitabımız  Sir Arthur Conan DOYLE'nin     SHERLOCK HOLMES - TEHLİKELİ MİRAS adlı kitabı. Hadi o zaman önce kitabın tanıtımına oradan da kısa yorumum, alıntı ve ön yokumaya geçelim ;)









Yazar: Sir Arthur Conan DOYLE
 Tür: Polisiye
                                                     Yayıncı: Timaş Yayınları                                                   Sayfa: 256



  Huysuz, karizmatik, kendisi için mutlaka gerekli milyonlarca ayrıntıyı zihin sarayının kıvrımlarında saklayan, yakın dövüş ustası, kimya ve simya üstadı, Baker Sokağı’ndaki 221 B numaralı evin dünyaca ünlü sahibi Sherlock Holmes; komik, heyecanlı ve bir o kadar aksiyon dolu maceralarıyla yeniden okurlarla buluşuyor…

  Bu gerçekten Doktor Watson’ın Sherlock Holmes’ü son görüşü mü?
  Sherlock’un dönüşü beraberinde ne getirecek?
  Üç öğrenciden hangisi hırsız?
  Altın gözlük kime ait?
  Sherlock Holmes masumiyetinden emin olduğu müşterisini Scotland Yard polislerinden kurtarabilecek mi?

  Sherlock Holmes ve biricik ortağı Doktor Watson’ın maceraları, kaldığı yerden devam ediyor. Polisiye tarihine damgasını vuran Sir Arthur Conan Doyle’un kaleminden...



Kitabımız bir çok hikaye barındırıyor içinde tek bir konuyu değil birden fazla konuyu ele alıyor sadece 1 ile 3. hikayeler birbiriyle alakalı yazarın bir çok kitabı ve hikayelerine yapılmış filmler var çoğu insan çok sevse de ben okurken yer yer sıkıldım diyebilirim. Yazarın uslubu sade öyle anlaşılmayan bir dil değil kitapta bir kaç yerde yazım yanlışı vardı onun dışında kapak tasarımı gayet iyi ve kitabın sayfaları kaliteliydi. Yazarın diğer kitaplarını okuduysanız beğendiyseniz bunu da beğenirsiniz. Biraz ön okuma olsaydı hiçte fena olmazdı diyorsanız buyurun yazımın devamın da mevcut ;)  Daha uzun bir yorum için kraliçelerimiz den biri olan kitap dostunun güncesine bu beni kesmez başka da isterim derseniz diğer kraliçemiz olan uyumsuz psikoloğun bloguna bir göz atın ;) Başka turlarda görüşmek üzere yeni yılınızı kutlarım hoşça kalın <3 <3< 3






ÖN OKUMA





Kitabı okuduysanız sizlerden de bir yorum alalım aynı zamanda önerilerinizede açığım ;)
Devamını oku »

25 Aralık 2015 Cuma

DKBT : KİRLİ BEYAZ KİTABI KISA YORUM VİDEO VE ALINTILAR






                 Dijital Kraliçeler Blog Tur



Merhabalar tatlı takipçilerim yeni bir yorumla karşınızdayım.Bu yorum yazım diğer yazılarımdan farklı farkı nedir diye soracak olursanız tur kapsamında bir yorum olacak.Geçtiğimiz günler de içinde benim de bulunduğum bir Blog Tur grubu oluşturduk.   Blog  Tur grubumuzun  diğer kraliçeleri  kitap dostunun güncesi ve uyumsuz psikologun blogu aldığımız ilk tur kitabımız ise Destek Yayınlarından çıkmış Yeşim Demir'in kaleminden dökülen Kirli Beyaz kitabı kısaca yorumumu yazıp alıntılar ekleyip son olarak da yaptığımız videoyu paylaşıp yazımı sonlandıracağım ;)


Yazar: Yeşim Demir
   Tür: Genel Roman
                                                     Yayıncı: Destek Yayınları                                                   Sayfa: 232

   Bir kadın, iki adam...

   Aşk çıkmazında intikam dolu aşksız bir çatışma...

Biri tutkulu diğeri tehlikeli ve dengesiz iki adamın aşkı arasında kalan genç bir kızın tanık olduğu skandallarla birlikte değişen hayatı...


   Kendini çalıştığı medya sektörünün çalkantıları içinde bulan Aslı’nın eski dingin yaşamına geri dönmesi artık mümkün değildir. Türkiye'nin ünlü ve güçlü gazetecilerinden birinin ihtiras, seks ve yolsuzluklarla dolu skandalları genç ve güzel televizyoncu Aslı’nın taşıdığı yüklerden biri haline gelmiştir. “Güzel kız, iktidar oyununun karanlık planlarını görmezden gelemeyeceğine karar verir ve kendini aşk, ihtiras ve ihanetle örülü nefes kesici bir serüvenin içinde bulur.”




Kitabın konusu başlarda güzeldi Ela'nın hayat hikayesi insanı çok etkiliyor. Aslı blogunu kurup bu tarz konuları ele alıp farklı hayatlara değinseydi bence daha güzel olurdu. Yazarımız Elanın hikayesinden sonra Aslının hayatına geçiş yapıyor sadece Aslının değil bir çok insanın da hikayesini değiniyor kimisine az kimisine çok.Aslının çoğu zaman değişen düşünceleri vardı hiç sevemedim o düşünceleri :D Kitabın en çok sevdiğim tarafı ise mevcut sisteme yapılan küçük göndermelerdi Andımızın kaldırılması yada ayakkabı kutusu vs. söz aralarında geçmesi bile hoşuma gitti.Yazarımız  biraz fazla açık yazılmıştı cinsellik konusunu. Ama cinsellik konusu kitaba çok hakim değildi öyle her sayfa da cinsel içerikli sözlere rastlamadım ara ara gelişen olaylar da küçük bir kaç yer verilmişti sadece. Son olarak yazarımızın  kaleminin güçlü olduğuna inanıyorum sıkılmadan kısa sürede bitirdim umarım yazarımızın başka kitapları da çıkar dört gözle bekleyeceğim ;) Yorumum kısaca bu kadar daha detaylı bir yorum olsun diyorsanız buyrun kitap dostunun güncesinde detaylı anlatımı mevcut. Ben karakterlerin analizini de isterim derseniz o da var :D onun için de sizi uyumsuz psikologun bloguna davet ediyorum. Başka turlar da görüşmek üzere şimdi sıra alıntılar da <3



''Acıtmıyor bir yerden sonra…
  Bir yanım hep yarım…
 Masum olmayan derin sırlarımız var bizim…
 Aşık olunca bir ömürle bir dakika arasında fark yoktur…
 Beni özgür bırak bu gece… Ya şarkı söyleyeceğim, ya öleceğiz birlikte…
 Bana kimse hayallerimi sormadı… Zaten anlatmaya da hevesli değildim. 
 Ağlamak, bağırmak, kırıp dökmek bir yalanı gerçek yapmaya yarar mıydı? 
 Kendimi acıyla ayık tutmaya çalışıyordum…
 Seni bende bulmak, beni sende kaybetmek mümkün mü sevgilim… 
 Bazen hayaller de birkaç beden büyük gelir insana…
 Şu kısacık hayata koskoca bir aşk sığar mı?
 Benden gitme… Beni al benden. Bu bedenden ayır ne olur…
 Ölümler hep başkaları içinmiş gibi gelirdi bana…
 Paylaşılamayan her yük, ezici bir ağırlığa dönüşür zamanla…
 Kendime yabancı, duygularıma seyirci kalmıştım…
 Vücudumun her zerresinden içimi görmek ister gibiydi…
 Küçük heyecanların büyük hazları vardır…
 Yüzleşebilirsek, değiştirebiliriz de…
 Dürüstlük büyük rahatlıktı…
 Mum gibi içine eridiğin oldu mu hiç?
 Kendimi acıyla ayık tutmaya çalışıyordum…
 Acının hissizlik yarattığı noktadayım şimdi…
 Kederli bir yalnızlığa itilmiştim…
 Belki de artık bütün gölge yanlarımızla ortaya çıkıp yeniden tanışmanın zamanıydı…
 Bir eskiye gidiyor, bir bugüne geliyor, arada da acabalarımla boğuşuyordum…
 Yaşamadığım için adı AŞK oldu zaten…
 İki yangın yerinin birbirine bu kadar yakınken ortalığın kül olmaması ne büyük haksızlık olurdu…
 Bende yarattığı duygusal değişimler o kadar hızlı ki buna yetişmem de alışmam da mümkün değil… 
 Çaresizliğimi kucağıma alıp oturmaya devam ettikçe kendimi diri diri öldürmeye başlayacaktım…
 Başka bir gezegendeydim artık. Zamansız, mekânsız, yerçekimsiz… 
 Sonsuz aşkların sonsuz bir ömür armağan edeceğini sanırdım hep…
 Azalarak ölmeye başlamanın bir zararı olmayacaktı… Zaten doğduğumuz günden beri eksilerek sürmüyor mu hayat? 
 Bilinmezlik kötü değil… Sorun bilmezden gelmekti… 
 Bazıları oynadığının farkında değildir. Sadece oynar, nedensizce…
 İşte o an uçurumun kenarında oturup koca bir hayatı izlediğimi düşündüm… Benim yönetmenim başarısızmış ama öyküm bir şaheser…
 Yaşamın kıyısına dayanmıştı kaderleri… 
 Umutsuzlukların içinden umut filizlenir mi bazen?
  İçimdeki karanlığı yenebilmemin tek yolu, dışarıdaki aydınlığa odaklanabilmekti…

 Başkalarının yazdığı kaderime boyun mu eğmeliydim?
 Acımdan, utancımdan ve çaresizliğimden ölüyordum…
 Bazen sevdiklerimizi kendi ellerimizle uğurlarız hayatımızdan…
 Dayanamıyordum aylar süren yarınsız beklemelere…
 Adını koyamadığım, tanımadığım ama tanıdıktan sonra da cayamadığım garip bir duyguydu aşk…
 Konuşmak çok ağırdır bazen. Kelimeler tonlarca yük olur biner zihnin üzerine ve alabildiğine ezer durur düşünceleri…
 Duygusuzluğun, zalimliğin ve acımasızlığın sonradan öğrenilen bir şey olduğunu deneyimliyordum…
 Benden daha derin olan acılarında teselli buluyordum…
 Çektiği acıyı gizleyebilmek için öfkesinin ardına sığınıyordu…
 Beni sende bulmak, seni bende kaybetmek!
 Günahı izlemek mi o günahı yaşamak mı daha zor?
 Ateşin üzerine körükle gitmek zalimlik sayılmaz mı? 
 Başkalarının yaşamımızı kontrol etmesine ne kadar müsaade edebiliriz ki? 
 İçime ağlasam ya biraz da…
 İyi bir öykü yazmak için, iyi bir bedel ödemen de gerekiyormuş meğer…
 Hayatı okumak için yazmak gerek!''



















                 




  (KİTAP TANITIM VİDEOMUZ)



Devamını oku »

SEÇİLMİŞ / GÖKHAN BİÇER







                           "İntikam soğuk yenen yemektir"





Yazar: Gökhan Biçer
   Tür: Fantastik
                                                     Yayıncı: Uğur Tuna Yayınları                                                   Sayfa: 352

1478, Floransa…
Düzensizlik ve otoriter rejimin yerini demokrasi ve halkın İradesine bırakmaya başladığı bu zamanda, yüzyıllardır zamanının
gelmesini bekleyen kötülük de ortaya çıkmaya ve zehrini yaymaya başlamıştı… Karşılarında durmak için gönderilen on sekiz yaşındaki çocuk ise hayatındaki en sevdikleri dâhil her şeyini kaybetmişti, ta ki fazlasını bulana kadar…
Vitale Di Fabrizio, hayatını diğerleri gibi sıradan yaşayan bir çocuktu. Her şeyin bir anda altüst olduğu gün, o da değişmek
zorundaydı. Tüm bu yaşananlar ve yüklenen sorumlulukları kaldırabilecek kadar güçlü mü? Yoksa sadece intikam duygularıyla
hareket eden biri olarak mı hatırlanacaktı? Peki ya SEÇİLMİŞ kişi bu aciz çocuksa… Neleri değiştirebilir…




Kitabın konusu ; Vitale babasının babasının çalıştığı yerde çok zorluk çektiğini çok sıkıntılar yaşadığını görünce babasına yeni bir bulur.Babasının patronu olan Orsino oldukça gaddar ve kötü biridir bu yüzden Vitale olabildiğince çabuk olup babasına yeni bir iş ayarlar.Babası yeni iş yerinde daha iyidir durum böyle olunca Vitale içinde hayat daha iyi olur ta ki bir gün annesi ile babasını evde çıkan yangın da kaybedinceye kadar. Vitale duvaeda yazan intikam yazısının üzerine bunu babasının eski patronu olan Orsino'nun yaptığını düşünür ve intikam almaya gider ama işler hiç beklediği gibi gelişmeyecektir Orsino başkası tarafından öldürülür ancak suç Vitale'nin üzerine kalır.Vitale seçilmiş biridir bunu öğrendiğinde kitabın temposu daha da yükseliyor çünkü artık o sıradan biri değildir yapması gereken şeyler vardır gelecek ona bağlıdır.Konu genel bir haliyle böyle oldukça sağlam güzel bir kurguya sahip kitabın dili akıcı ve kendini okutturuyor buradan da yazarın kaleminin ne kadar sağlam olduğunu görebiliyoruz ;) Sizler de bu tarz romanlar dan hoşlanıyorsanız vakit kaybetmeden alıp okuyabilirsiniz kitap son haliyle 4. bakısını yaptı umarım nice baskılarını da görürüz ;) Ayrıca yazarımızın yeni kitabı da çıktı HEDEF MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ismi oldukça dikkat çekici yakın zaman da bu kitabımızın da yorumunu ekleyeceğim bloguma takipte kalın ;)




Devamını oku »

KURUCUNUN KIZI / AMY ENGEL







      “Hiçbir özgürlüğümüz yok, kimi seveceğimiz konusunda bile.”




Yazar: Amy Engel
   Tür: Bilim Kurgu
                                                     Yayıncı: Yabancı Yayınları                                                   Sayfa: 272


Dehşet verici bir nükleer savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri büyük ölçüde yok edilmiş, sadece küçük bir grup hayatta kalmıştı. Geriye kalanları kimin yöneteceği konusunda Lattimer’lar ve Westfall’lar arasında çıkan savaşı Westfall ailesi kaybetmişti. Ve beş yıl sonra barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle, kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesiyle sağlanmaktaydı.  Bu yıl benim sıram gelmişti.  Benim adım Ivy Westfall ve görevim basitti: Başkan’ın oğlunu, müstakbel kocamı öldürmek ve Westfall ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamak.  Ama görünen o ki, Bishop Lattimer ya çok yetenekli bir oyuncu ya da ailemin iddia ettiği gibi kalpsiz, zalim bir çocuk değil. Hatta beni bu dünyada gerçekten anlayan tek kişi bile olabilir. Ama kaderimden kaçmama imkân yok. Ben Westfall mirasını geri alacak kişiyim.  Bishop ölmeli. Ve onu öldüren ben olmalıyım…  “Bir oturuşta okudum. İ-NA-NIL-MAZ-DI! O nasıl bir sondu öyle?!”  — Wendy HIggIns, Tatlı Şeytan ve Tatlı Tehlike romanlarının yazarı “Etkileyici ve ince düşünülmüş bir dünya, merak uyandırıcı bir başlangıç, cesur bir kahraman.” 
— KIrkus RevIews “Güçlü karakterler, karmaşık ilişkiler, politik entrikalar ve ihanet, kitabı elinizden bırakmanıza engel olacak; daha fazlası için sabırsızlanacaksınız!” — School LIbrary Journal “Kurucunun Kızı’nda bir distopyada arayacağınız her şey var: tüyler ürpertici bir olay örgüsü, heyecan verici karakterler ve her kelimesi özenle yazılmış bir hikâye.”  
— InsIghtful MInds RevIews



Kitabın konusu şöyle ; Savaş sonrası çok az ölçüde hayatta kalan insanların yine güç ve iktidar yüzünden çatışması bu savaşı durdurmak için barış sağlanması için her yıl bir tarafın kızlarıyla karşı tarafın erkeklerinin evlendirilmesi gerekir. İki büyük aile olan Westfall ve Lattimer iki düşman ailedir bir taraf demokrasiyi savunurken diğer taraf tam aksini savunuyor bu yıl ise iki büyük ailenin çocukları birbirleriyle evlendirilecektir Lattimer ailesinin amacı bu evlilikle  Westfall ailesinin soyunu kurutmak ve onları da birer Lattimerli yapmaktır. Evliiği kabul eden Westfall ailesinin amacı ise Lattimer  ailesinin evlenecek olan oğlunu öldürüp demokrasiyi yeniden sağlamaktır.

Ivy ile Bishop evlendiklerin de herşey planlandığı gibi mi ilerleyecek yoksa beklenmedik duygular plana dahil olup planı alt üst mü edecek kitabı okuyunca öğreneceksiniz ;)
Distopik bir kurguya sahip Ivy ve Bishop'un yaşları küçük olmasına rağmen çok olgun davranıyorlar fikirleri de bu yönde zaman zaman Ivy iç sesiyle sistemi sorguluyor bu tarz düşünceler oluşuyor kafasında okurken keyif aldığım bir kitaptı beğenerek okudum distopik kurguları sevenler için güzel bir kitap ;)




Devamını oku »

AHHŞK / DEVRAN TIĞLI



                                   
                                               ÖNCE BEYAZDIR AŞK...






Ne kadar uzun zaman oldu öyle bloguma yazı yazmayalı insan özlüyor yazmayınca <3
Bazı sebeplerden dolayı uzun zamandır yoktum hazır gelmişken okuduğum çoğu kitabın yorumlarını gireceğim inşaALLAH <3 İlk AHHŞK adlı kitabın yorumuyla başlayalım ;)



Yazar: Devran Tığlı
   Tür: Aşk
                                                     Yayıncı: Sokak Kitapları                                                           Sayfa: 490

Gel, aşkı tekrar yazalım mı birlikte?
Bize aşk diye anlatılmış modern dünyanın bencilliklerine inat, aşkın sadece geçmiş yüzyıllarda kalmış bir efsane olarak kalmadığını, aşksız, sevgisiz bir dünyanın sadece et ve kemikle yaşanan bir dünya olduğunu yazalım mı?
Sonsuz evrendeki sonsuz yalnızlığımızın yanına aşk yazıp da yalnızlığımızı unutalım mı?
Benimle bir yolculuğa var mısın? Ahhşk’ın yolculuğuna…
Nere gideceğimizin bir önemi yok, zamanın da. Önemli olan aşkla birlikte geçirilecek zaman, paylaşacaklarımız, aşkla üstümüzden atacaklarımız.
Bineceğimiz aracın da önemi yok. Zira o araç da henüz yeryüzünde yok. Ben diyeyim uçan bir halı, sen de uçan bir gemi…
Hep yolculuğumuz başka yerlere ya. Bundan da hep kendimizden uzaklaşıyoruz ya. Kendi değerimizi, kutsallığımızı unuttuk, unutturulduk ya.
Hadi bu sefer yolculuk rotasını çevirelim mi kendimize?
Eşlik et, güzel bir parçaya eşlik eder gibi.
Eşlik et bana. Seni senden alan bir parçaya eşlik eder gibi her satırında. Her satırına, her dizesine hatta eşlik et her kelimesine. Öyle ki sesin, bastırsın, sesimi...
Aşk, her şeyde onu görmektir.
Onu görüp, kendini hiç görmemektir.
Aşk, gözbebeği(n) gibi,
Her şeyi görüp, yalnız onu görüp,
Kendini hiç görmemektir.



Kitabın konusu şöyle ; Behram bir iş nedeniyle İzmir'e gider orada tesadüfen bir kızın hayatını kurtarır bu olaydan sonra Behram kızla tanışmadan oradan ayrılır. Kızın adı Nefes Behram'ı uzun arayışlar sonra bulur ve bir aşk doğar aralarında buluşup konuşurlar ve bu konuşmaları neredeyse kitabın yarısını kaplamış.Behram romantik bir karakter ince düşünen biri kendi iç sesiyle de sürekli bir gel gitleri var.Kitapta sıkça şiirlere de yer verilmiş ayrıca bir kaç hikaye ve Ferhat ile Şirinin hikayesi de yer almakta.Genel itibari ile konusu böyleydi hiç yazım hatası yoktu bence şiirler ve Behram ile Nefes'in buluşup konuştukları bölümler çok uzundu daha kısa olsaydı bence daha iyi olurdu.Sizler de bu tarz aşk kitaplarını seviyorsanız değerlendirip okuyabilirsiniz ;)







Devamını oku »
Sayfa Başına Dön