29 Kasım 2015 Pazar

ÇEVRİMİÇİ KIZ / ZOE SUGG







Bir pazar gününü daha geride bırakmış bulunuyoruz. Yeni hafta herkese sağlık huzur bereket getirsin şu sıralar oğlumun rahatsızlığından dolayı sürekli hastahanelerdeyiz.Bu yüzden dualarınızda oğluma da yer verirseniz çok mutlu olurum Rabbim kimin ne derdi varsa yüce lutfuyla hayırlara çevirsin inşallah.Gelelim kitabımıza ünlü bir blogger olan Zoe'nin ilk kitabı ÇEVRİMİÇİ KIZ'dan bahsedeceğim.



Yazar: ZOE SUGG
   Tür: Genel
                                                     Yayıncı: Pegasus Yayınları                                                           Sayfa: 360

Twitter’da 3,5 milyon, Instagram’da 4,5 milyon ve Youtube’da 8 milyon takipçiye sahip internet fenomeni ve Zoella blogunun yaratıcısı Zoe Sugg’ın ilk romanı. Hakları 35 ülkeye satıldı ve sadece İngiltere’de 400.000’in üzerinde satışa ulaşarak 2014’ün en hızlı satan kitabı oldu. Yayımlandığı ilk hafta satış rekoru kırarak E. L. James, J. K. Rowling, Stephenie Meyer ve Dan Brown gibi yazarları geride bıraktı. Penny’nin bir sırrı var. Penny, Çevrimiçi Kız rumuzuyla arkadaşlık, erkekler, çılgın ailesi ve hayatını ele geçirmeye başlayan panik ataklarla ilgili hislerini blogunda paylaşmaktadır. İşler iyice sarpa sarınca, ailesi hava değişiminin Penny’ye iyi geleceğini düşünerek onu hemen New York’a götürür. Burada, muhteşem yakışıklı gitarist Noah’ya ilk görüşte âşık olan Penny, aralarında geçen her şeyi blogunda anlatmaya başlar.  Ancak Noah’nın da bir sırrı vardır; Penny’nin herkesten gizlediği blogger kimliğini ve en yakın arkadaşıyla ilişkisini tehdit edecek kadar büyük bir sır…

Konusu kısaca şöyle Penny oldukça sakar ve saf biridir.Penny'nin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. :) İçine kapanık olan Penny bir gün bir blog kurar ve en yakın arkadaşı Elliot dışında kimse bu blogun Penny'e ait olduğunu bilmiyor.Penny blogunda aileden arkadaşlarına günlük yaşantısını yazmaya başlıyor.Ailesinin işi sebebiyle New York'a gitmek zorunda kalan Penny'i orada bir sürpriz beklemektedir.Daha fazla yazarsa Spoilere girecek :D
Kitabı çok beğendiğimi söyleyemem okurken biraz sıkıldım açıkçası sadece kitapta geçen diyaloglar eğlenceliydi kısaca bu tarz kitaplar pek okumadığımdan pek sevemedim ama siz bu tarz seviyorsanız bir bakıp okumanızı tavsiye ederim ;)

ZOE'DEN KARELER :D




 

 



 

 

 





Devamını oku »

ŞEYTAN YEMİNİ / CHRİSTOPHE GRANGE






                                                        İYİLİK Mİ? KÖTÜLÜK MÜ?



Bir pazar gününe daha merhaba dedik bir gün dahagörmemizi nefes almamızı sağlayan bize bu şansı snan yüce Rabbime binlerce kez şükürler olsun.Bugün meşhur yazar GRANGE'nin ŞEYTAN YEMİNİ adlı kitabından bahsedeceğim.




Yazar: CHRİSTOPHE GRANGE
   Tür: POLİSİYE
                                                     Yayıncı: Doğan Yayınları                                                           Sayfa: 520


Birbirinin benzeri cinayetler işlenmektedir. Bu cinayetlerin ortak noktaları, katillerivin öldükten sonra hayata döndürülmüş ve uzun süre komada kalmış insanlar olmasıdır. Öldürülen kişiler de, onların komaya girmesine sebep olan kişilerdir. Bir tür intikam cinayetleridir bunlar. Ancak bu kişiler gerçekten katil midir? Yoksa sadece verilen emirleri uygulayan birer piyon mudurlar? Avrupa'nın birbirinden uzak kentlerinde işlenen bu cinayetler nasıl bu denli benzerlik içermektedir? Yoksa katil tek bir kişi midir? Kendini şeytanın yerine koyan, kendini şeytan sanan biri. Belki de şeytan gerçekten yeryüzüne inmiştir.


Mathieu Durey ve Luc Soubeyras çocukluk arkadaşıdırlar.Yetimhanede büyümüş ve dini eğitim görmüşlerdir.Birer rahip olacakken polisliği seçerler.Birgün Mathieu , Luc'un vücuduna ağırlıklar bağlayıp göle atlayarak intihar ettiğini duyar ve hemen hastahaneye koşar Luc ölmemiştir ama komaya girmiştir.Mathieu ,Luc'un intihar ettiğine inanmayıp işi araştırmaya başlayacaktır. Araştırma için sürekli bir seyehat halinde olup sizi bir çok yere götürecek. Bu araştırma sonucu Mathiieu , Luc'un bir çok farklı yönünü öğrenir aslında Luc hiçte onun tanıdığı gibi biri değildir.Bol miktarda dini öğeler var. Sadece dini öğeler değil tıbbi olaylar, satanizm , metafizik , farmakolojik, arkadaşlık , şeytan ,iyilik, kötülük daha bir sürü kavram işleniyor kitapta. KÖTÜLÜĞÜN KAYNAĞI üçlemesinin ikinci kitabı olan ŞEYTAN YEMİNİ (bu arada üçlemenin ilk kitabı siyah kan) kurgu bakımından güzel olsa da uzun ve karmaşık betimlemeleriyle okurken sıkılmaya neden olabiliyor bu kadar iyi bir yazarın bu tarz hatalar yapması ilginç geldi bana polisiye gerilim seviyorsanız sıkılmam okurum diyorsanız bir bakmanızda fayda var ;)


Devamını oku »

18 SAAT / ERTÜRK AKŞUN





                      

                                  “Bedelini ödediğim hatalarımdan dolayı kimse beni yargılayamaz...”


Uzuuun bir aradan sonra herkese kucak dolusu sevgiler...
Yoğun bir dönemin ardından tekrar sizlerleyim arayı fazla açmamak adına fırsat  bulunca girip yazmaya çalışıyorum.Bugün 18 SAAT adlı kitaba değineceğim bakalım bizi neler bekliyor <3





Yazar: ERTÜRK AKŞUN
   Tür: GENEL
                                                     Yayıncı: Destek Yayınları                                                           Sayfa: 424



“Bedelini ödediğim hatalarımdan dolayı kimse beni yargılayamaz...”
Yaşadığın hayatın üzerinde bıraktığı izleri fark edebilmek için ölümün soğuk yüzüyle karşılaşmayı bekleme. Bazen sadece 18 saatlik bir zaman dilimi dahi, koca bir hayat kadar uzun gelir insana. En büyük aşkların filizlendiği ve en devrimci düşüncelerin toprağa düştüğü anlar zaten en dar ve çıkmaz zamanlar değil midir? Belki de bu yüzden hayat dediğin yarın cayacakmışsın gibi yaşanır...
“18 Saat” aşk, tutku, şehvet, macera ve tarihle örülü nefes kesici bir roman. Yolları aynı adreste kesişen birbirinden farklı ve iddialı karakterler ölümle burun buruna geldiklerinde bir daha eskisi gibi olmayacak hayatlar yeniden yazılmak zorunda kalınan kaderler sadece fikirleri değil, ruhları da değişenler...
“Gözümüzle gördüğümüz her güzel şeyin arkasında mutlaka bir giz ya da acı saklıdır...”

Kitabımızın konusuna değinelim biraz Nadir bir mimarlık ofisi açacaktır o gün açılış davetinde verecektir. Davet gayet güzel ilerlerken  Libyalı eylemcilerin baskınıyla biran da her şey alt üst oluyor yaşanan korku gerilimin yanı sıra yazar karakterlerin iç çatışmalarını ve psikolojilerini de bir bir hissettirip yaşatıyor okuyucuya.Bu topluluğun hiç beklemedikleri bir an da yaşadıkları bu olaylar kendi benliklerini gözden geçirmelerini de sağlayacak. Aşk, tutku , şehvet , heyecan ve gerilimin bir arada toplandığı bu kitabıbüyük bir merakla okuyacaksınız ;) 
Ertürk bey'in okuduğum ilk kitabıydı bunun dışında 3 güzel kitabı daha bulunmakta.Yazarımızın kalemini çok beğendim yılların birikimiustalığı var her bir cümlesin de kelimeleri çok güzel kullanmış okurken çok hoşuma gitti sizde bu tarz kitaplar seviyorsanız büyk bir zevkle okuyacağınızdan eminim ;) Son olarak bu kitabı bana gönderen Sayın Yazarımız Ertürk Akşun'a ve Destek Yayınlarına çoooooookkkkk teşekkür ederim <3

                                                     KİTAPTAN ALINTILAR

♥ " Neden Eylül'ü seviyoruz ki acaba ? Kime sorsan ,hangi yazara, şaire, sanatçıya, aşığa sorsan seviyordur Eylül'ü. Hüznü seviyoruz biz çünkü. Mutluluğumuzu bile ancak hüzünle ifade edebilen bir geçmişten geliyoruz. Aşkı bile acılı seviyoruz . "
   " Kadının en önem verdiği şey güvendir... Seksten de, uyum ve eğlenceden de önemlidir güven duygusu ..
 "Erkek dediğin güçlü olmak zorunda derdin sen hep. Artık kadınlar da mı güçlü olmak zorunda dayıcığım ? "
 Istanbul mu ? Umutsuzluktan kıvranan kör bir solucan gibiydi artık. İnsanlarıysa bu solucanın kanında boğulmuş birer cesetti sadece...

 Hıyar!İnsana rahat ve huzur içinde yaşamasını tavsiye etmek , insan doğası hakkında hiçbir şey bilmemek demektir.İnsan doğası sürekli huzursuzluğun peşindedir halbuki!

♥ Birçok insan karşındakini anlamak yerine kendi kafasının içindeki şekille onu yermeyi ve eleştirmeyi yeğler.Çünkü anlamak hem zeka ister hem de zahmetli bir iştir. Eğer iyi hayal kurabiliyorsan bir süre sonra şunu fark edeceksin ki hayaller gerçeklerden daha katlanılabilir ve daha gerçekler...

 Erkek dediğin nedir ki , gücünü korkaklığından alan çaresizler sürüsü...
♥ “Şiir peygamber işi, edebiyatın tepesi, ama baksana topluma, şiir insan ister, şiir sokak ister, şiir isyandır, şiir devrimdir, şiir ancak yüksek sesli bir enstrümandır. Roman gibi değil. Roman tek kişiliktir. Toplumların yalnızlaştığı dönemlerin edebiyatıdır. Roman kaçıştır, roman sığınmaktır kelimelere. Suskundur roman. Şiir ise alabildiğine çığırtkandır. Ne zaman toplumsal hareketlilik artsa şiir öne çıkar. Bak Gezi’de bile ne çıktı, ‘Şiir sokaktadır, şiir duvardadır!’ çıktı. Toplum içe kapandıkça roman öne çıkar, devrimcileştikçe şiir öne çıkar.”




Devamını oku »

24 Kasım 2015 Salı

HEİRS / THE İN HERİTORS




                           ~ Taç giymek istiyorsan, tacı taşıyabilmelisin ~




Heirs beni hayal kırıklığına ugratan dizilerden bir tanesi ne yazık ki.
Le min ho'nun başrolde oynadığı bu dizi beklentilerimi karşılayamadı.
Yönetmenin çok güzel başka dizilere imza attıgını bildiğimden bu dizileri izlemiş biri olarak heirs bana çok basit geldi konusu çok güzel olmamakla beraber başrol oyuncularından biri olan Park Shin Hye bana çok itici gelen biri hiç samimi bulamıyorum onu.
Neredeyse korenin tüm yakışıklı oyuncularını öpmüş biri birazda bu yüzden gıcığım galiba :D
Diziyi beğenmediğim için detaylara inmeden yüzeysel bir şekilde diziden bir kaç sahne paylaşıp yazımı sonlandıracağım ;)







                                                              Dizi adı: The Heirs                                                        Yönetmen: Kang Shin-Hyo                                                           Yazar: Kim Eun-Sook                                                        Yayınlanacağı Kanal: SBS                                                                     Bölüm: 20                                                         Yayın Tarihi: 9 Ekim 2013                                                                   Tür: Romantik                                                                    Dil: Korece                                                                Ülke: Güney Kore
KONU: Dizi zengin varislerin arkadaşlık ve aşk hayatlarını konu alacak,varislerin fakir bir aileden gelen Cha Eun Sang'a ( Park Shin Hye ) aşık olmalarının etrafında dönece.k...


                                  OYUNCULAR


             






























                               DİZİDEN SAHNELER















NOT : Tanıtım afişi ve oyuncu afişi yeppudaa sitesinden alınmıştır.Diğer tüm resimler blogumca internet üzerinden hazırlanıp paylaşılmıştır.
Devamını oku »
Sayfa Başına Dön